Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | balık pazarı | fish market n. | ||
This sector is the main supplier of seafood products to the domestic fresh fish market. Bu sektör, yerel taze balık pazarına deniz ürünleri sağlayan ana tedarikçi konumundadır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | balık pazarı | fish market n. | ||
You can buy cuttlefish at the fish market. Mürekkep balığını balık pazarından satın alabilirsiniz. More Sentences |
||||
Trade/Economic | balık pazarı | fishmarket n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | londra balık pazarı | billingsgate n. |
General | (londra'da) bilingsgate balık pazarı esnafı | bummaree [uk] n. |
Geography | ||
Geography | londra'nın en büyük balık pazarı | billingsgate n. |